Kur’ân’ın Âyetü'l-Kübrâsı’nın iki tefsiri olan iki Âyetü’l-Kübrâ risalelerinde hadiste belirtilen bir saat tefekkür var mıdır?
Varsa nasıldır?
Evet vardır…
Bedîüzzamân Hazretleri, hadiste belirtilen “bir saat tefekkür bazen bir sene ibadetten daha hayırlıdır.”[1] rivayetindeki bir saat tefekkürün Risale-i Nur’un içinde, hususen “Ayetü’l Kübrâ” namındaki risalede olduğunu şöyle beyan etmektedir:
“Ben namaz tesbîhâtının âhirinde, otuz üç def‘a kelime-i tevhîd zikrederken birden kalbe geldi ki: “Hadîs-i şerîfte ‘Bazen bir saat tefekkür, bir sene ibâdet hükmüne geçer.’ Risâle-i Nûr’da o saat var. Çalış, o saati bul!” ihtâr edildi.
Âdetâ ihtiyârsız bir surette Kur’ân’ın Âyetü’l-Kübrâ'sının iki tefsîri olan iki Âyetü’l-Kübrâ Risâleleri'nden mülahhas tefekkürî bir tekellüm, tam bir saat devam etti. Baktım, size gönderdiğim Âyetü’l-Kübrâ Risâlesi’nin Birinci Makāmının hulâsasından müntehab güzel bir sırrını hulâsa ile, Yirmi Dokuzuncu Lem‘a-i Arabiye’den müstahrec nûrlu, tatlı fıkralardan terekküb ediyor.[2]
Yine başka yerde şöyle demektedir:
…bu Ramazân-ı Şerîf’te Âyetü’l-Kübrâ’dan çıkan ve bir saat tefekkür bir sene ibâdet manâsını taşıyan Hizb-i Nûriye o Âyetü’l-Kübrâ’dan çıktığı misillü…[3]
Bedîüzzamân Hazretlerinin bu sözlerinden anlaşılacağı üzere bir saat tefekkür “Ayetü’l Kübrâ” risalesinde vardır. Ayrıca Arabi olarak yazılan 29. Lem’a risalesi ve yine Arabi olarak yazılan Hizb-i Nûriye risalelerinde bu tefekkür vardır. Bu risaleler hadiste belirtilen tefekkür sevabını kazandıracak mahiyettedirler.
Bunlarla beraber Risale-i Nur’un birçok yerinde tefekküri dersler mevcuttur.
Derin bir düşünme eylemi olan “tefekkür” hadiste belirtildiği şekliyle Allah’ı düşünmek, Allah’ın yarattığı varlıkları, doğayı düşünmek ve Allah’ın isimlerinin kainattaki tecellilerini görmeye çalışmak ve bundan ders çıkartmaktır. Risale-i Nur ise hususen “Ayetü’l Kübrâ” gibi risalelerle bu tarz tefekkürü içinde barındıran bir eserdir. Bu eseri okumak, anlamaya çalışmak ve üzerine düşünmek tefekkürün sevabına nail olmak için yeterlidir.
Ayrıca hadiste belirtilen “bir saat” ifadesini sadece 60 dakikadan ibaret düşünmemek gerekir. Saat kelimesi sözlükte “kısa zaman, an; gece ile gündüzün oluşturduğu yirmi dört zaman diliminden her biri” manalarına gelmektedir.[4] Yani süre sınırı olmadan “bir an” o tefekkürü yakalamamız hadiste belirtilen tefekkür için yeterlidir.
Soruda geçen Kur’ân’nın Âyetü’l-Kübrâsı için bkz:
https://risale.online/soru-cevap/kuranin-ayetulkubrasi
[1] Suyutî, Camiu’s-sağir, 2/127.
[2] Kastamonu Lâhikası, Hayrât Neşriyat, Isparta, 2014, s. 33.
[3] Emirdağ Lâhikası, Hayrât Neşriyat, Isparta, 2016, s. 106.
[4] Bekir Topaloğlu, “Sâat”, Türkiye Diyanet İslam Ansiklopedisi, c. 35, 2008, s. 322.