Evet, hergün, her zaman, herkes için bir âlem gider, taze bir âlemin kapısı kendine açılmasından, geçici her bir âlemini nûrlandırmak için ihtiyaç ve iştiyâkla لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ cümlesini bin def‘a tekrar ile, o değişen "perdelerin" her birisine bir لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ ’ı bir lâmba yaptığı gibi; öyle de, o kesretli, geçici "perdeleri" ve o tazelenen seyyâr kâinâtları... Değişen pe...
Kat‘iyen bil ki, dinsizlik cihetiyle senin bu koca dünyan; bu saatten evvel ve bu dakikadan sonra, bil’umûm senin bu kâinâtın ve mâzî ve müstakbelin ve geçmiş nev‘in ve cinsin ve gelecek mahlûklar ve nesiller ve gitmiş dünyalar ve milletler ve gelen insanlar ve tâifeler tamamen ma‘dûm ve ölüdürler. İşte insaniyet ve akıl cihetiyle alâkadâr olduğun kâinâtlar, mütemâdiyen senin dalâletin sûretiy...
Bir kişi, dua ederken adaleti gözetmek zorunda mıdır? Örneğin; bir katil, tevbe edip hapisten kurtulmak için dua edebilir mi? Yoksa cezasını kabul etmesi daha mı güzeldir?
Gençlik Rehberinde geçen, "Âhirete inanmayan ehl-i inkâr ve dalâlet için bir i‘dâm-ı ebedî kapısı, yani hem kendisini, hem bütün sevdiklerini i‘dâm edecek bir darağacıdır. Öyle bildiği için cezâsı olarak aynını görecek." Cümlesini izah eder misiniz?
Ben OKB teşhisi almış biriyim. Tuvaletten çıkarken kızımın bezini değiştirdikten sonra sürekli ellerim pismiş, tam yıkamamışım gibi geliyor. Böyle olunca ellerimin değdiği havlu kıyafet herşeyi değiştirip değdiğin yerleri siliyorum tekrar ellerimi yıkıyorum ve kısır döngüye giriyorum. Elbette tuvaletten ellerimi yıkamadan çıkacak değilim ama o sıkıntı gelince 15 dakika ellerimi yıkıyorum ve elleri...
1-Günlük hayatımızdaki en önemli sünnetler nelerdir?
2-11. Lemanın 3. nüktesinde geçen ''Ne vakit Sünnete yapışsam; yol aydınlaşıyor, selâmetli yol görünüyor, yük hafifleşiyor, tazyikat kalkıyor gibi bir halet hissediyordum.'' cümlesindeki sünnet derken hangi sünnetler kastedilmiştir?
Üstad risalelerde akilüllahm hayvanların canlı hayvanları yemesinin caiz olmadığını beyan ediyor. Lakin belgeselere ve hayvanın yapısına dikkat edildiğinde; mesela aslanın fıtratı yakalamak ve öldürmek için olduğu anlaşılıyor. Hal böyleyken koşmak ve yakalamak için yaratılmış bir hayvanın bunun yapmasının caiz olmadığını söylemek zahiren tezat gözüküyor. İşin hakikatini açar mısınız?
Öncelikle nikahtan önce yaşanılan el ele tutuşma dokunma öpme olaylarına girmiş iki gencin keffareti ne olabilir? Sürekli tövbe edip aynı şekilde kendilerini bulmaları, tekrar tekrar pişmanlık duyup dikkat ederek ardından tekrar taviz verilerek aynı hâle geri gelmeleri ve tövbeye yüz bulamamaları, utanmaları, imtihanı kaybetmeleri İslâm'da nasıl değerlendirilir? Bu iki genç hayırlı bir yuva kurmak...
Birinci kısım olan ehl-i iman ve ehl-i takvânın en büyük menfaati, frenkmeşrebâne bir medeniyette midir? Yoksa hakaik-i imaniyenin nurlarıyla saadet-i ebediyeyi düşünüp, müştak ve âşık oldukları tarik-i hakta sülûk etmek ve hakikî teselli bulmakta mıdır? Senin gibi dalâlet-pîşe hamiyetfuruşların tuttuğu meslek, müttakî ehl-i imanın mânevî nurlarını söndürüyor ve hakikî tesellilerini bozuyor ve ölü...
Gençlik Rehberi'nde, "(Kabir) Âhireti tasdik eden, fakat sefahet ve dalâlette gidenlere, bir haps-i ebedî ve bütün dostlarından bir tecrid içinde bir haps-i münferid, yalnız başına bir hapis kapısıdır. Öyle gördüğü ve îtikad ettiği ve inandığı gibi hareket etmediği için öyle muamele görecek." diyor. Bu anlatılan durum kabir için mi geçerli, yoksa bütün ahiret için mi geçereli? Ahirette olsa, -Kalb...