Arama sonuçları: 2093 sonuç bulundu.

'Yağmuru O yağdırır ve ana rahmindekini O bilir' ayet-i kerime meallerinin tefsirini sormak istiyorum. Amenna ve saddekna inandık iman ettik ama kalbimin ve aklımın da tatmin olması için yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. 
Çokca meal okuyup sadece Kuranı kabul eden, hadisleri kabul etmeyenlere karşı ne söylenebilir?
Bazıları hadisleri veya sünneti reddederek yalnız Kuran yeterli diyorlar. Acaba İslamın tek kaynağı Kuran mıdır?
Peygamberimizin miraçta gördüğü ve yaratılışın başından kıyamete kadar yalnızca secdede ve kıyamda duran meleklerin hikmetleri nelerdir? Onlar secde de müminlere dua mı ederler ve diğer melekler gibi Allah’ın sanatlarını tefekkür edebilirler mi? Sadece bu grup melekler için açıklama yapabilir misiniz?
Son zamanlarda sahabelere karşı üstünlük iddiası nereden çıkıyor, kim çıkarıyor. Bu zamanda bu konular neden çok konuşuluyor, gündemde tutuluyor?
Sahabelere nübüvveti temsil eden küçük bir "Muhammediyet" yerleşmiş ise, sonraki alim ve evliyaların alemine velayeti temsil eden küçük bir "Ahmediyet" yerleştiğine göre Nurcular nasıl sahabe mesleğini yaşıyor oluyorlar? Nurcularda Muhammediyetin yerleşmiş olması için sahabe olmaları gerekmiyor mu?
Sahabeye karşı üstünlük davası nereden çıkıyor? Kim çıkarıyor?
Biz Allah'a, peygamberlerine, meleklerine, kitaplarına, ahirete ve hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine iman etmiş kişileriz. Şimdi Peygamber Efendimizin (sav) ashabının olduğunu biliyoruz. O zaman biz bu ashaba iman mı etmiş oluyoruz? Yoksa Hz. Peygamberin (sav) ashabının olduğuna mı iman etmiş oluyoruz? Bu konuyu izah eder misiniz? 
"Güya insan, o ârızalarla, ayrı ayrı binler kalemi tazammun eden müteharrik bir kalem olur. Sahîfe-i hayatında veyahud levh-i misâlîde mukadderât-ı hayatını yazar" Burada geçen levh-i misalî ne demektir? Burayı detaylı bir şekilde izah eder misiniz?
Şahs-ı maneviyi maddi ve manevi anlamda nasıl misallendirebiliriz? Şahs-ı maneviye dahil olma şartları nedir? Şahs-ı manevinin meşveretle bir ilişkisi varmıdır. Şahs-ı manevi anlayışı ile bir ulul emre tâbi olmak anlayışı biri birisine zıt düşer mi?