Sorular
Allah'ı gören gördükten sonra zatının mahiyetini aklıyla idrak edebilir mi hatırlayabilir mi? Cennette gören her gördükten sonra tekrar mı unutacak. Ve kafirler Allah'ın zatını celal sıfatıyla görecektir değil mi?
"Hulefa-i Râşidîn devrinden sonra Kur’ana ve Sünnete en fazla uymuş, en fazla yaklaşabilmiş İslamî uygulama Osmanlı devletidir." İddiasını külliyat perspektifinden değerlendirir misiniz?
"Cüz'i bir emirden meyus olmak" ifadesini biraz açar mısınız?
1. "Onlara bir iyilik gelirse bu Allah'tandır derler. Onlara bir kötülük gelirse bu senin yüzündendir derler. De ki hepsi Allah tan dir." (Nisa, 78) Sana ne iyilik gelirse Allah'tandır, sana ne kötülük gelirse kendindendir. "Nisa, 79" Bu iki ayeti nasıl anlamak lazım. Zahiren zıt gibi duruyor?
2. "Allah hiçbir adamın içine iki kalp koymamıştır." (Ahzap, 4) Halbuki iki kalpli insanların doğduğu ol
Risale-i Nur hizmetinde nasıl bir istikametde olmamız gerekir? İstikamet hakkında bilgi veriniz.
Kur'an-ı Kerim 23 Yılda nâzil olmuştur. Ancak Yirmi Beşinci Sözün İkinci Şulesinin Birinci nurunda "İşte o Kur'ân-ı Mübîn, yirmi senede.... nüzûl ettiği.." gibi bir cümle geçiyor. Hatta bir dahaki cümlede de yirmi sene denmekte. Bir ihtilaf yok mu?
Bir mümin, diğer bir mümine kin ve adavet, düşmanlık ederse nasıl bir zulüm etmiş olur?
İslâmiyet'in terakki dini olmasına tarihimizden örnekler verir misiniz?
30 lemada geçen şu bahsi açabilir misiniz?
"Meselâ bu şey (hıfz veya nur veya vücut veya rızık gibi) bir cihette buna dayanır, bu da ötekine, o da ona... Git gide, herhalde nihayetsiz olamaz, bir nihayeti bulunacak."
Acz elini nefisten çekse, doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelâl’e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefsinden elini çeker, fakat ma‘şûk-u mecâzîye yapışır. Onun zevâlini bulduktan sonra Mahbûb-u Hakîkî’ye gider.
Yukardaki yeri izah eder misiniz?