Soru

Mezheplere İnanmak Ne Demektir?

Biz mezheplere inanmış mı oluruz yoksa onlara iman mı etmiş oluruz? Mesela bir konu İmam-ı Azama göre haramsa ben bunun haram olduğuna mı iman etmiş oluyorum, yoksa inanmış mı oluyorum? İman etmek ve inanmak farklı şeyler midir? İzah eder misiniz? 

Tarih: 10.04.2025 23:40:46

Cevap

İmanın Lügat (Sözlük) Anlamı: İman kelimesi Arapça “امن” (e-m-n) kökünden türemiş bir kelimedir. Emin olmak, güvenmek, korkudan kurtulmak ve huzur bulmak gibi anlamlar taşır. İman etmek bu kökten gelir, güvenmek, tasdik etmek (doğrulamak), inanmak demektir. Bu yönüyle “iman” ve “inanmak” kelimeleri arasında sözlük açısından ciddi bir farklılık yoktur.

İmanın Istılahî (Terimsel) Anlamı: İslam akaid ilminde iman şöyle tanımlanır: Peygamber Efendimiz’in (sav) Allah’tan getirdiği şeyleri kalp ile tasdik ve dil ile ikrar etmektir. Yani, iman yalnızca zihinsel bir kabul değil, aynı zamanda kalbi bir teslimiyet ve içten bir bağlılık demektir. Dilimizde “inanmak” kelimesi genel ve esnek bir kullanıma sahiptir; bazen şüphe de barındırabilir. Fakat “iman”da şüpheye asla yer yoktur. Bu kısımda aralarındaki farklılıktır diyebiliriz.

Mesela: “Ben bu kişinin doğru söylediğine inanıyorum.” → Cümlesi bir ihtimal, bir zan ifade eder.

Fakat, “Ben Allah’a iman ettim.” → Cümlesi kesin bilgiye ve kalbi bir tasdike dayanır.

Mesela: Deist kişiler Allah’ın varlığını aklen kabul ederler. Yani “bir yaratıcı vardır” derler. Bu kabul Kalpten gelen bir teslimiyet değildir. Dolayısıyla bu yaklaşım, yalnızca “inanmak” olarak tanımlanabilir; fakat iman değildir. Bu, aklî bir kabuldür; ruhî bir bağlılık ve teslimiyet taşımaz. Anlaşılacağı üzere “İman etmek” daha özel, bağlayıcı ve kapsamlı bir anlam taşır. “İnanmak” ise daha esnek bir ifadedir.

Mezheplere İnanmak

İslamî mezhepler, Kur’an ve sünneti anlama ve yorumlama yollarımızdır. Mesela; Hanefîlik ve Şafiîlik gibi mezhepler, bir müctehidin dinî meselelerdeki içtihatlarını sistemleştirerek ortaya koyduğu bizlerin de kabul ettiğimiz bir yoldur.

Bir mezhebe tâbi olmak; “Bu âlimin Kur’an ve sünneti doğru anladığına güveniyor ve onun görüşlerini benimsiyorum” demektir. Örneğin, “İmam-ı Azam bu konuda haram demiştir” diyerek ona uyan kişi, bu sözle İmam’a iman etmiş olmaz, onun dinî görüşüne güvenmiş olur. Ehl-i Sünnet, İslam’ın en yaygın ve mutedil yolu olarak kabul edilir. Ona inanmak, İslam’ın doğru çerçevesine bağlı kalmak demektir. Mezheplere iman etmeyiz; onlara inanır, güvenir ve tâbi oluruz.

Ayrıca lütfen bakınız:

https://risale.online/soru-cevap/mezhepler-2

https://risale.online/soru-cevap/mezhep-ve-mezhepsizlik

https://risale.online/soru-cevap/itikadi-mezhepler


Yorum Yap

Yorumlar