RİSALE-İ NUR

02.07.2025

13

"Vücûdun vücûdu kemâl iledir. Kemâlin kemâli de devam ile olur..."

Mesnevi-i Nuriye'de geçen bu cümleyi izah eder misiniz? Kemale ulaşmak demek varlıkların vazifesinin tamam olup ölmesi mi yoksa nedir?

* *

**** ****

16.07.2025 tarihinde sordu.

Cevap

İlgili yer şöyledir:

Ve kezâ, bakıyoruz ki, kâinâtta herhangi bir şey, hadd-i kemâle vâsıl oluncaya kadar hareket etmekte devam ediyor, durmuyor. Kemâline vâsıl olduğu zaman, hareketi terk edip sâkin oluyor, oturuyor. Bundan anlaşılıyor ki, vücûd kemâlini ister. Kemâl de sübûtu iktizâ eder. Öyle ise vücûdun vücûdu kemâl iledir. Kemâlin kemâli de devam ile olur. Öyle ise, bir Vâcib-i Sermedî, kâmil-i mutlak var ki, mümkinâtın bütün kemâlâtı, onun nûr-u kemâlinin cilvelerine birer gölgedir. Öyle ise, Cenâb-ı Hakk zâtında, sıfâtında, ef‘âlinde kâmil-i mutlaktır.1 

Bir insana, hayvana veya bitkiye baktığımızda, belli bir olgunluğa erişinceye kadar büyüdüğünü görürüz. Mesela insanın boyu belirli bir seviyede kalır, sürekli büyümeye devam etmez. İşte bu boy uzunluğu, o insan için en mükemmel seviyedir. Artık o boyda kalır. Bir kedinin veya bir papatyanın büyüklüğü için de aynı şeyi söyleyebiliriz.

Fakat imtihan dünyasında olmamız, fânî olmamız, yeni vazifedarlara yer açılması, Cenâb-ı Hakk’ın isim ve sıfatlarının farklı aynalarda tecelli etmesi gibi hikmetler gereğince, varlıklar o mükemmel hallerinde uzun süre devam edemiyorlar. İnsan belli bir sene en güçlü en sağlıklı dönemini geçirdikten sonra, tekrar zayıflaşmaya ve ölüme doğru gidiyor. Aynı şekilde bir çiçek bir süre en mükemmel halinde kaldıktan sonra, buruşmaya ve ölmeye yüz tutuyor. İmtihan hayatının şartları gereği, o kemal seviyede devam etmek istese de devam edemiyor. Bu da adetâ ahiretin bir delili oluyor. Çünkü varlıklar, en mükemmel halleriyle ebedî olarak cennette var olmaya devam edeceklerdir.

İşte bu misaller bize gösteriyor ki, bir varlığın asıl kıymeti, kemal seviyede bulunmasıyla ortaya çıkar. Kemal yani mükemmellik de, devam ettiği sürece değerli ve anlamlıdır. 

Bütün bunlar isbat ediyor ki, Vacib’ül-Vücud olan, varlığı zâtî olan, yokluğu imkânsız olan, varlık tabakalarının en esaslısına, en kuvvetlisine, en mükemmeline sahip olan Cenâb-ı Hakk, zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde sonsuz mükemmelliktedir.

  1. Bediüzzaman Said Nursi, Mesnevi-i Nuriye, Hayrat Neşriyat, Isparta, s. 57


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız