Hem Hazret-i Alî’nin şahsı hakkında sâir hulefâdan ziyâde senâkârâne ehâdîsin kesretle intişârının sırrı şudur ki: Emevîlerle Hâricîler, ona haksız hücûm ve tenkîs ettiklerine mukābil, Ehl-i Sünnet Velcemâat olan ehl-i hak , onun hakkındaki rivâyâtı çok neşrettiler. Sâir Hulefâ-yı Râşidîn ise, öyle tenkîd ve tenkîse çok ma‘rûz kalmadıkları için, onlar hakkındaki ehâdîsin intişârına ihtiyâç görülmedi.1
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin ifadelerinde de anlaşılacağı üzere Hz. Ali ile ilgili pek çok hadis-i şerif bulunmaktadır. Her ne kadar hadis literatüründe Hz Ali hakkındaki hadislerin tamamını bulup burada ifade etmek zor olsa da bir kısım hadisler şu şekildedir.
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu:
"Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır."2
"Ben ilmin şehriyim, Ali ise onun kapısıdır"3
Resûlullah (s.a.v.) Hz. Ali’ye şöyle buyurdu:
"Sen bana Harun’un Musa’ya olan konumu gibisin. Ancak benden sonra peygamber yoktur."4
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu:
"Ali’yi ancak mümin sever, ona ancak münafık buğzeder."5
Muhacir ile ensar arasında kardeşlik kurulunca Hz. Ali üzülerek, "Ya Resûlallah, beni kimseyle kardeş yapmadınız" dedi. Resûlullah (s.a.v.) buyurdu:
"Sen dünyada da ahirette de benim kardeşimsin."6
Resûlullah (s.a.v.) Hz. Ali hakkında şöyle dua etmiştir:
"Allah’ım! Ali’yi seveni sev, ona düşman olana düşman ol."7
Resûlullah (s.a.v.) Hayber günü şöyle buyurdu:
"Yarın sancağı öyle birine vereceğim ki, Allah ve Resûlü’nü sever, Allah ve Resûlü de onu sever. Allah, onun eliyle fetih verecek."
Ertesi gün sancak Hz. Ali’ye verildi ve fetih onun eliyle gerçekleşti.8
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Ali bendendir, ben de ondanım."9
Bediüzzaman Said Nursi, Lemalar, Hayrat Neşriyat, s19
Tirmizî, Menâkıb, 3713 (Hasen-sahih); Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV/281; Nesâî, Hâsâisü Ali, s. 4.
Tirmizî, Menâkıb, 3723
Buhârî, Megâzî, 38; Müslim, Fezâilü’s-Sahâbe, 2404.
Müslim, İman, 78; Tirmizî, Menâkıb, 3717.
Tirmizî, Menâkıb, 3720; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I/230.
Tirmizî, Menâkıb, 3712; Nesâî, Hâsâisü Ali, s. 29; İbn Mâce, Mukaddime, 121.
Buhârî, Cihâd, 139; Müslim, Fezâilü’s-Sahâbe, 2405.
Tirmizî, Menâkıb, 3712 (Hasen-sahih); Nesâî, Hâsâisü Ali, s. 18.