Allah (C.C.)

29.05.2008

3560

Allah’ın Her Şeye Yakın, Her Şeyin Allah'tan Uzak Olması

Cenâb-ı Hakk’ın her şeye yakın olmasıyla beraber her şeyin ondan nihayetsiz uzak olması ne demektir?

* *

**** ****

29.05.2008 tarihinde sordu.

Cevap

Allah her şeye her şeyden daha yakındır. Kuran-ı Kerimde şöyle buyurulur:

“Biz ona şah damarından daha yakınız” 1 

Bu Konuda Bediüzzaman Hazretleri ise şöyle söylemektedir:

Nasıl ki güneş, kayıtsız nûruyla ve maddesiz aksi cihetiyle sana ve senin ruhunun penceresi ve güneşinin aynası olan gözbebeğinden daha yakın olduğu halde, sen mukayyed ve maddede mahbûs olduğun için, ondan gayet uzaksın. Onun yalnız bir kısım akisleriyle, gölgeleriyle temas edebilirsin. Ve bir nevi‘ cilveleriyle ve cüz’î tecellîleriyle görüşebilirsin. Ve bir sınıf sıfatları hükmünde olan elvânlarına ve bir tâife isimleri hükmünde olan şuâ‘larına ve mazharlarına yanaşabilirsin. Eğer güneşin mertebe-i asliyesine yanaşmak ve bizzât doğrudan doğruya güneşin zâtıyla görüşmek istersen, o vakit pek çok kayıtlardan tecerrüd etmekliğin ve pek çok merâtib-i külliyeden geçmekliğin lâzım gelir. Âdetâ sen, ma‘nen tecerrüd cihetiyle küre-i arz kadar büyüyüp, hava gibi ruhen inbisât edip, kamer kadar yükselip, bedir gibi mukābil geldikten sonra, bizzât perdesiz onunla görüşüp, bir derece yanaştım diye da‘vâ edebilirsin. Öyle de, o Celîl-i pür-Kemâl, o Cemîl-i bî-Misâl, o Vâcibü’l-Vücûd, o Mûcid-i Küll-i Mevcûd, o Şems-i Sermed, o Sultân-ı Ezel ve Ebed sana senden yakındır. Sen ondan nihâyetsiz uzaksın.2 

Güneş, ışığıyla ve sıcaklığıyla odamıza kadar gelir, âdeta “yanımızdadır.” Ama hakiki güneş, gökte bizden milyonlarca kilometre uzaktadır. Cenâb-ı Allah da mekândan münezzeh olduğu hâlde, her şeye her şeyden daha yakındır. Ancak her şey O’ndan nihayetsiz derecede uzaktır. Allah’ın yakınlığı, yaratılmış iki şeyin arasındaki mesafeye dayalı bir yakınlık değildir. Çünkü Yaratan ile yaratılmışlar arasında varlık mertebesi bakımından büyük bir fark vardır. Bu sebeple Allah’ın sıfatları da yaratılmışların sıfatlarına benzemez.

Cenâb-ı Hak, ilim, kudret, irade, görme ve işitme gibi sıfatlarıyla her şeye nihayetsiz derecede yakındır. Ancak Zât-ı Akdes’i itibarıyla yaratılmışların mahiyetlerinden, kayıtlarından ve sınırlı yapılarından sonsuz şekilde münezzehtir.

Allah’ın kudreti her yerde hâzır ve nâzırdır. Bir atomu da bir galaksiyi de aynı kolaylıkla yaratır. İlim sıfatıyla, zihnimizden geçen bir hayali ve kalbimizden doğan bir duyguyu bilir. İşitmesi, kulağımıza ulaşan ses dalgalarına bağlı değildir; görmesi ise ışığa ve mesafeye ihtiyaç duymaz. Yani mahlûkatın en derin noktalarına, en gizli taraflarına kadar yakındır. Bu yakınlık, yaratılmışların yakınlığı gibi değildir. Bizim bir şeye yaklaşmamız mesafe kat etmekle olur; ancak Allah için mekân ve mesafe söz konusu değildir. İnsan zihni sınırlıdır. Allah’ın Zât’ını kavramak ister ama kavrayamaz. Çünkü Zât-ı İlâhî, mahlûkatın hiçbir benzerliğine sığmaz.

“Hiçbir şey O’nun misli gibi değildir” 3 

Ayeti, bu hakikate işaret etmektedir. Bu sebeple, Allah’ın yakınlığının nasıl bir yakınlık olduğu insanlar tarafından tam olarak bilinemez. Sadece O’nun uzak olmadığını ve bize yakın olduğunu idrak edebiliriz. Allah, sıfatlarıyla mahlûkata nihayetsiz derecede yakındır; ancak Zât’ıyla nihayetsiz şekilde münezzeh ve uzaktır.

Özetle; Yakındır, çünkü ilmi, kudreti ve rahmeti her şeyi kuşatır; kalbimizden geçen bir fısıltıya dahi şahittir. Uzaktır, çünkü Zât-ı Akdes’i mekândan, cihetten ve kayıtlı mahlûk sıfatlarından sonsuz derecede münezzehtir.

İlave malumat için lütfen bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/allah-bize-sah-damarimizdan-yakinken-biz-ondan-nasil-uzak-olabiliriz

  1. Kaf 16/50

  2. Tılsımlar,2015 Hayrat Neşriyat s.28

  3. Şura 11/42


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız