Mesela insanın bazı alışkanlıkları olur ki bunun günah olduğunu bilir, ama gine de o alışkanlığını/günahını işlemeye devam eder. Ama o günahtan sürekli pişman olur. Peki bundan kurtulmak için neler yapabiliriz?
"Günah işlerken tövbe eden Rabbi ile alay etmiş gibidir" deniyor. Fakat bir kişi geçmişte bu hareketi yaptıysa ve pişman olduysa affedilir mi?
Geçen internette bir yerde dinimizde önemli bir yeri olan biri ile ilgili espri yapılıyordu. Kişinin niyetini bilemem ama olumsuz bir espriydi. Gayr-i ihtiyari güldüm biraz ama sonra pişman oldum. Benim imanıma zarar gelmiş olabilir mi?
Bir kişi tarlada çalışıyor. Üstü başı toz toprak oluyor terliyor vs. Bu kişi abdest alıp namaz kılıyor, dinimizce temiz sayılıyor. Başka bir kişi banyosunu yapıyor ve banyodan çıktıktan sonra gaz kaçırıyor. Bu kişi dinimizce temiz sayılmadığından namaz için tekrar abdest almak zorunda kalıyor. Tarlada çalışan kişi banyodan çıkmış bir kişiden daha pistir. Ama dinimiz onu bir abdest almakla temiz ka...
Çeşitli suçlar işleyerek hapishaneye düşenler için sanki madurlarmış gibi -kader mahkumu- ifadesi kullanılıyor. Bu tabir İslama zıt düşmüyor mu?
Tesettür Risalesi'nde geçen, "Maddeten tesiri tecrübe edilen belki semlendiren (zehirleyen) pis nazarlardan" cümlesini açıklar mısınız? Tecrübe edilen şeyler neler olabilir?
Bakara suresinde "...onları korkutsan da korkutmasan da birdir, iman etmezler. Allah onların kalplerine ve kulaklarına mühür vurmuştur. Gözlerinde ise perde bulunur.(Bakara, 2/6-7) buyruluyor. İman ve hidayet kapısının her daim açık olduğunu malumatıyla yukarıdaki ifadeleri nasıl anlamak gerekir.
Hocam, şunu sıklıkla duyuyorum. Bir insan önemsemediği için üç Cuma'ya gitmezse kalbi mühürlenir, diye. Tabiki önemseyip de gitmese küfre girmez ama önemsemeyip üç Cuma'ya gitmezse dinden çıkıp kalbi mi mühürleniyor?
"Haram işlemekten daha çirkini, haramı işleyince kalbin ondan rahatsız olmamasıdır. Bu, kalbin ölümüdür” yazıyor bir yerde. Kalbin ölümü demek, kalbi mühürlü mü anlamına geliyor?
B...
"Sonra o yolcu dağlarda ve sahrâlarda fikriyle gezerken, eşcâr ve nebâtât âleminin kapısı fikrine açıldı. Onu içeriye çağırdılar: “Gel, dâiremizde de gez. Yazılarımızı da oku” dediler. O da girdi, gördü ki: Gayet muhteşem ve müzeyyen bir meclis-i tehlîl ve tevhîd ve bir halka-i zikir ve şükür teşkîl etmişler. Bütün eşcâr ve nebâtâtın envâ‘ları, bil’icmâ‘ beraber لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ diyorlar...
Bir kadın sünnettir diye kocasından sakal bırakmasını istemesi, kadın hesabına da bir sevap kapısı olur mu?