"Cehennemin çoğunu kadınlar dolduracak" tarzı bir hadis var. Şu an olsun geçmişte olsun her daim kadınların mağdur olduğu bir dünyada yaşadığımız bariz ortada, buna rağmen Cehennemin nasıl çoğunu kadınlar dolduracak? Bazıları dedikodu, haset, açık giyinmek vs. kadınlarda daha çok olur o yüzden diyorlar, tamam İslâm'da açık giyinmek günah ama tecavüz, öldürme ve şiddetin günahı bundan daha az olama...
Ailesinde hak yoldan başka yollara sapmış ya da kâfir bulunan biri onların adına üzülüyor ya, Allah katında bunun bir mükafatı olur mu? Ne de olsa dünyada insanın en sevdikleri ailesi oluyor, o kişi nasıl teselli bulur?
Hastalar Risalesi 15. Deva'da geçen; "... Öyle çok mübârek hastalıklar var ki, velâyet derecesini ölümle kazandırır. Hem hastalık, dünya aşkını ve alâkasını hafifleştirdiğinden, vefat ile dünyadan, ehl-i dünyâ için gāyet elîm ve acı olan mufârakati tahfîf eder ve bazen de sevdirir" kısmında, hastalıklar ehli dünya için olan ayrılığı nasıl hafifleştirir? Bu kısmı izah eder misiniz?
Bir hınzır, kendisi hınzır olmayı seçmedi. Ama Cenabı Hak, hem bu dünyada hem ahirette onu istiskal ediyor. Hayvanların iradeleri ve aklı olmadığına göre onların bu derecelendirilmeleri neye göre? Mesela risalede de karınca, hırslı olduğundan ayaklar altında; ama arı, kanaatkar olduğundan başlar üstünde gibi ifadeler var. Bunları nasıl anlamalıyız?
"İşte şu üç misâl gibi, insanlar, insana verilen cihâzât-ı ma‘neviyeyi eğer nefsin ve dünyanın hesabıyla isti‘mâl etse ve dünyada ebedî kalacak gibi gāfilâne davransa, ahlâk-ı rezîleye ve isrâfât ve abesiyete medâr olur. Eğer hafiflerini dünya umûruna ve şiddetlilerini vezâif-i uhreviyeye ve ma‘neviyeye sarf etse; ahlâk-ı hamîdeye menşe’, hikmet ve hakîkate muvâfık olarak saadet-i dâreyne medâr ol...
Peygamber fendimizin ruhu nerededir? Dünya hayatındaki tasarrufu devam ediyor mu? Bu dünyadaki insanların onun ruhaniyeti ile görüşebilmeleri mümkün müdür?
Azîz, gayretli, ciddî, hakîkatli, hâlis, dirâyetli kardeşim, Bizim gibi hakîkat ve âhiret kardeşlerin, ihtilâf-ı zaman ve mekân, sohbetlerine ve ünsiyetlerine bir mâni‘ teşkîl etmez. Biri şarkta, biri garbda; biri mâzîde, biri müstakbelde; biri dünyada, biri âhirette olsa da beraber sayılabilirler. Ve sohbet edebilirler. Hususan bir tek maksad için bir tek vazîfede bulunanlar, birbirinin aynı hük...
Üçüncü nokta şudur: O Zât-ı Zülcelâl’in iki vasf-ı kemâlden iki şer‘i tecellî. Vasf-ı irâdeden gelen meşîetle takdîrdir, o da şer‘-i tekvînî. Vasf-ı kelâmdan gelen şerîat-ı meşhûre. Teşrîî evâmire karşı itâat, isyannasıl olur, öyle de tekvînî evâmire itâat ve isyan olur. Birincisi gāliben dâr-ı uhrâda görür mücâzâtı, sevabı. İkincisi ağleben dâr-ı dünyâda çeker mükâfât ve ikābı. Meselâ nasıl, sabr...
Sözler eserinin ikinci ve üçüncü sözlerinde iman ve ibadetin dünyadaki faydalarından bahsediliyor ve iman edip ibadet edersek dünyadaki düşmanlarımızdan kurtulacağımızı ve tam bir emniyet içinde olacağımızı söylüyor. Buradaki düşmanlardan kasıt nedir?
Üstad Bediüzzaman diyor ki: "Bir cüz’î hakîkat-i îmâniyeyi inkâr eden, kâfir olur; ve kabûl etmeyen, Müslüman olmaz." 1- İnkar ile kafir olmak, kabul etmemek ile müslüman olmamak ne demek? 2- "Tesettür gereksizdir diyen kafir olur, fakat böyle demeyen ama tesettüre riayet etmeyip gereken önemi göstermeyen gayr-i müslim olur" desem doğru olur mu? 3- Kafir olmakla, müslümanlıktan çıkmanın netice iti...