Bakara suresi 18 ve 171 de manen sağır dilsiz ve körlerden yani inançsızlardan bahsediliyor. Buna göre manen sağır kör ve dilsiz olan biri İslama dönemez. Ama sonradan İslama dönen inançsızlar var bunu nasıl degerlendirmeli?
Hanımlar Rehberinin 9. sayfasında yer alan "şayet size münasib olmayan bir erkek kısmet olsa, siz kısmetinize razı olunuz ve kanaat ediniz." cümlesini açıklayabilir misiniz? Bu kısımda denk olmayan birine neden razı olunması isteniyor. Sonuçta evlilik hayatı kişiyi ve gelecek neslini de etkileyecektir.
Osmanlıca Münazarat adlı risaleyi mütalaa ederken akla gelen bir suali arz ediyorum: 1329 tarihli Eski Matbu Münazarat risalesinin 151. sahifesinde Medresetüzzehra namındaki üniversitesinin şartlarını sayarken 8 şart sayılmıştır. Lakin Mektubat-2 isimli mecmua içerisindeki münazaratta 7 şart bulunmaktadır. Diğer neşriyat yapanların dahi eserlerinde 8 şart geçmektedir. Sebeb-i Hikmeti nedir?
"şu bin üçyüz elli bir tarih-i acibesine ve Saidin bir cihette müntehayı mücahedesine işaret ediyor?" derken Üstad hangi mücadelenin sonundan bahsetmiş olabilir?
Hak dinden dönüp Mürted olan bir kişi daha sonra tövbe edip yeniden Müslüman olursa, İlk İslâmî hayatında yaptığı ibadet ve sevaplarının durumu ne olur? Mezheplerin bu konu hakkındaki görüşleri nelerdir?
Defalarca islam dininden çıkan bir insan sonunda ciddi ve bir daha çıkmamak kaydıyla İslam dinine dönse içten tevbe etse namazlarını kılsa, Nisa suresi 137. ayete göre affedilmez mi?
Ve keza, "Musibet taammüm ettiğinde elem hafif olur. Ben de emsalim gibiyim" diye yine yük altından kaçar. Fakat, musibet âmm olduğunda, elemi muzaaf olur, kat kat ziyade olur. Çünkü, kendisi gibi akrabası, ahbâbı da o musibete dahildir. Çünkü, insanın ruhu, ebnâ-yı cinsiyle alâkadardır. Ne kadar umumî olursa, o kadar da elemi fazla olur. ( Mesnevi Nuriye, Zeylü’z-Zeyl, osmn. 139)
Üstadımız bu pa...
Risale-i Nurda geçen, "Meşhur bir söz var ki: "Musibet zamanı uzundur." Evet musibet zamanı uzundur. Fakat örf-ü nâsta zannedildiği gibi sıkıntılı olduğundan uzun değil, belki uzun bir ömür gibi hayatî neticeler verdiği için uzundur." cümlesini izah eder misiniz? Bu meselenin tayy-ı zamanla bir alakası var mı?
2.Lemada geçen; "Güya insan, o ârızalarla, ayrı ayrı binler kalemi tazammun eden müteharrik bir kalem olur. Sahîfe-i hayatında veyahud levh-i misâlîde mukadderât-ı hayatını yazar, esmâ-yı İlâhiyeye bir i‘lânnâme yapar ve bir kasîde-i manzûme-i Sübhâniye hükmüne geçip, vazîfe-i fıtratını îfâ eder." cümlesini açıklar mısınız?
"Eğer denilse, 'Bu dünyadaki musibetler, çirkinlikler, şerler, o ihatalı rahmete münâfidir, bulandırıyor.' El-cevap: Risale-i Kader gibi Nurun risalelerinde bu dehşetli suale tam cevap verilmiş." Bu soruya dehşetli denmesinin hikmeti ne olabilir?